SAĞLIK
Giriş Tarihi : 04-10-2022 14:36   Güncelleme : 04-10-2022 14:39

'Geç tespit edilen aort hastalıkları hayati risk oluşturuyor'

Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden  Doç. Dr. Adem İlkay Diken, geç tespit edilen aort hastalıklarının hayati risk oluşturduğuna dikkat çekti.

'Geç tespit edilen aort hastalıkları hayati risk oluşturuyor'


Kalpten çıkan en büyük atar damar olan aortta en sık görülen hastalığın anevrizmalar yani baloncuklaşmalar olduğunu belirten Başkent Üniversitesi Adana Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem İlkay Diken, “Uzun yıllar boyunca hastanın kronik hastalıkları ve kötü alışkanlıkları neticesinde aort dokusu normal çapının yüzde 50’si kadar genişleyerek baloncuk haline gelir. Artan çap neticesinde aort duvarında incelme hali oluşmaya başlar. Yüksek kan basıncını taşıyan aortun incelmiş duvarı, patlama ve yırtılma gibi büyük hayati riskleri ortaya çıkarabilir’’ diye konuştu. 
RİSK FAKTÖRLERİ ÖNCEDEN TESPİT EDİLMELİ
Hastaların çoğunda anevrizmaya dair ilk bulgunun anevrizmanın patlaması olduğunu söyleyen Doç. Dr. Adem İlkay Diken, bu durumda hastaneye başvuran hastalarda müdahale için geç kalınabildiğinin altını çizdi. Aort anevrizmasında bu evreye gelmeden önce belirli risk faktörlerinin tanımlanması gerektiğini vurgulayan Diken, "Risk var ise incelemelerin önceden tespit edilmesi hayati önem taşımaktadır” dedi. 
İLERİ YAŞ VE SİGARA KULLANIMI RİSKİ ARTTIRIYOR
50 yaş üzerinde anevrizmalardaki yıpranma hızının giderek arttığını belirten Diken, "Erkekler, kadınlara göre daha çok risk altındadır. Sigara kullanımı ise çok önemli bir risk faktörüdür. Aort dokusunda mukavemeti sağlayan kollajen ve elastin liflerinin, orta yaşlardan itibaren vücut tarafından sentezlenmesi azalmaktadır. Bunun üzerine sigaranın verdiği harabiyet de eklenince, baloncuklaşma süreci birden hızlanabilmektedir” diye konuştu.
OBEZ HASTALARA KARDİYAK DEĞERLENDİRME 
Obeziteye yol açan durumların genelde aort hastalıkları için de risk faktörü olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Diken, "Bu sebeple obez hastalara kardiyak değerlendirme önerilmektedir. 40 yaşlarındaki bir hastada tespit edilen normal veya hafif büyümeye başlamış olan damarın bu risk faktörleriyle birkaç yıl içerisinde ameliyat sınırına veya patlama riskinin yüksek olduğu durumlara geldiği görülmektedir.  Yüksek tansiyon, obezite ve sigara anevrizmada önemli risk faktörleri olduğu için hastalar; ivedilikle sigarayı bırakmalı, vücut kitle endeksini normal değerlere indirmeli ve tansiyonu normal sınırlarda tutmak için önlemler almalıdır.  Bu sayede ilerleyen yaşlarda aort anevrizmasına yakalanma ihtimallerini azaltmak mümkün olabilir. Rüptür veya yırtılma riskini elimine etmek için de hastalar ömür boyu belirli periyodlarda takip edilmelidir" dedi.
AORT CERRAHİSİNDE BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM ÖNEM TAŞIYOR
Aort damarının büyümesi halinde bazı hastalarda patlama riski oluşabildiğini ve aort cerrahisinin kaçınılmaz hale gelebildiğini dile getiren Diken, şöyle devam etti:
"Bu müdahalede genişlemiş olan aort segmenti cerrahi müdahale ile çıkartılıyor ve yerine sentetik bir damar ekleniyor. Kapalı aort anevrizma cerrahisi ise sıklıkla uyguladığımız bir yöntem olmakla birlikte herkese uygulanabilen bir yöntem değildir. Hastanın anatomik özelliklerinin stentlerle tedavi edilecek yapıda olması gereklidir. Merkezimizde iki yöntemi birlikte uygulayabiliyoruz. Hibrit tedavi adı verilen bu yöntemle hastalarımıza bütüncül bir tedavi yapabiliyoruz. Bu önemli bir avantaj çünkü aort hastalıklarında bağ dokusu bozulduğu için tüm aort bundan etkileniyor. Yani aortun sadece üst ve alt tarafına cerrahi müdahale yetmiyor. Cerrahi olarak erişilemeyen yüksek riskli yerleri de kapalı yöntemlerle tedavi etmek gerekebiliyor. Aort cerrahisinin, donanımlı bir merkezde yapılması ve ciddiyetle takip edilmesi mutlak başarı için hayati önem taşımaktadır."

AdminAdmin