Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezasına çarptırılan ve tahliyesine karar verilen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'a geçmiş olsun dileklerini iletti.
Siyasi tarihin, Özdağ'ın tutuklanmasını birçok yönüyle ele alıp sorgulayacağını ifade eden Dervişoğlu, "Biz, hukuka uygun olmayan bir tutuklamanın, aylarca süren hak mahrumiyetinin tahliye ile neticelenmesine değil, Ümit Özdağ'ın Silivri'den kurtulmasına seviniyoruz. Tekrar 'aramıza hoş geldin' diyoruz." diye konuştu.
2024-2025 eğitim-öğretim yılının 20 Haziran'da sona ereceğini anımsatan Dervişoğlu, dönem içerisinde öğretmenlerin, öğrencilerin, okul ve üniversitelerin, idarecilerin yaşadığı sorunları anlattı.
"AK Parti iktidarlarının 23 yıl boyunca eğitim alanında büyük bir yıkım yarattığını" savunan Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İktidar, bilerek ve isteyerek, 23 yıldır sistematik olarak Anayasal görevlerini yerine getirememekte, dahası Anayasayı kasten ihlal etmektedir. 'Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez'. Anayasa'nın eğitimle ilgili hiçbir maddesini uygulamayan bu iktidar şimdi gözünü Anayasa'nın bu maddesine dikmiştir. Anadilde eğitim safsatasıyla Türkçe'nin eğitim dili olmasının önüne geçmek isteyenlere izin vermeyeceğimiz, dost düşman tarafından bilinmelidir. Umarım, neden yeni Anayasa istediklerini anlatabiliyorum."
Müsavat Dervişoğlu, ülkede 7 yıldır derin bir ekonomik kriz yaşandığını öne sürerek, mutfaktaki yangının sönmediğini, maaşların sadakaya dönüştüğünü savundu. Dervişoğlu, asgari ücretin en az yılda iki defa güncellenmesinin yasal bir zorunluluk olması gerektiğini vurgulayarak, "Bizim hesabımız ve önerimize göre asgari ücret bugün en az 29 bin 850 lira olmalıdır. Ayrıca bu belirlediğimiz 29 bin 850 liralık asgari ücret en düşük emekli maaşı olmalıdır. Bizim söylediğimiz bu öneri üzerine iktidara sesleniyorum; getirin teklifinizi İYİ Parti olarak TBMM'de desteklemeye hazırız." sözlerini sarf etti.
Dervişoğlu, ikinci çözüm süreci hakkında sözlerine şöyle devam etti:
"Bu süreç bizim açımızdan bakıldığında tamamen bir kalkışmadır. Yapılanlar da ihanetin ta kendisidir. Bunun bizim dilimizde başka bir karşılığı yoktur. İsrail'in hakimiyetini ve kayıtsız şartsız güvenliğini amaçlayan küresel oyunun adı Büyük Orta Doğu Projesi'dir. Büyük Orta Doğu Projesi demek küçültülmüş Türkiye demektir. Buna yol vermeyeceğimiz ve direnme hakkını kullanacağımız da açıktır. Darbeye direnmek, nasıl bir Anayasal hak ise ihanete direnmek de bizlerin Anayasal hakkıdır. Türk tarihini bilenler her zaman şahitlik etmiştir ki Türk milleti esarete asla ve kata rıza gösteremez. Buradan onlara, bu planların müelliflerine sesleniyorum; Türk milletinin bir evladı olarak sesleniyorum ve diyorum ki 'Sevri kabul etmedik. Biz bunu mu kabul edeceğiz? Sonuna kadar mücadele edeceğiz."