SİYASET
Giriş Tarihi : 15-10-2025 15:55

Özgür Özel, CHP Grup Toplantısında Konuştu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün Türkiye’de yapılanlar, sadece CHP’ye yapılan bir iş değil. Siyaset kurumuna yapılıyor, sandığa yapılıyor, fikir özgürlüğüne yapılıyor. CHP verdiği mücadeleyle kendisini, partisini, belediye başkanlarını, üyelerini koruyor değildir. Koruduğumuz bu ülkeye getirdiğimiz demokrasidir, fikir özgürlüğüdür. "

Özgür Özel, CHP Grup Toplantısında Konuştu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün Türkiye’de yapılanlar, sadece CHP’ye yapılan bir iş değil. Siyaset kurumuna yapılıyor, sandığa yapılıyor, fikir özgürlüğüne yapılıyor. CHP verdiği mücadeleyle kendisini, partisini, belediye başkanlarını, üyelerini koruyor değildir. Koruduğumuz bu ülkeye getirdiğimiz demokrasidir, fikir özgürlüğüdür. Bugün yaptığımız bu yürüyüş, Türkiye’yi 100 yüzyıl sonra 100 yıl öncekine götürmemeleri içindir. 80 yaş üstü akran dayanışmasıyla düşecekken biri, onu omzundan tutanları, birbirine meşruiyet verenleri, Türkiye’nin geleceğini ve gençlerinin geleceğini kendi ihtiraslarına, kendi yorgunluklarına, kendi tükenmişliklerine feda edenleri buradan uyarıyoruz: Bu memleket size feda edilecek kadar kolay kazanılmadı. Bu memleketin yarınları size değil, bu memleketin evlatlarına, tüm gençlerine emanettir” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:

“‘Yurtta barış, cihanda barış’ ilkesini savunan bir partiyiz. Ülkede kutuplaşma, kavga değil; kardeşlik, kucaklaşma istiyoruz. Biz çok seçim kaybettik arkadaşlar. 47 yıl boyunca birinci parti olamadık. Kaybettik, adayımızın kapısında sabaha kadar zurna çaldılar. Biz kaybettik, adaylarımızın bulunduğu sokakta trafiği kitlediler, sabaha kadar çocukları uyutmadılar. Alay ettiler. Referandumu kazandıkları belli olmadan ‘Atı alan Üsküdar'ı geçti’ dediler. Kendi evlerinin önünde, Üsküdar'da teşekkür konuşması yapmak için seçildiğinde otobüs üstüne çıktılar, o günkü adayımıza seçimden önce taktığı lakabın alaycılığıyla hitap ettiler. Kazandığında küstahlaşan, burnu büyüyen, zoru görünce biraz pısan, ilk fırsatta saldırganlaşan bir kötülükle mücadele ediyoruz.

Demokrasi, kardeşlik, eşitlik istemek ne zamandan beri maksimalist talep oldu

Bir yandan ayların boşa gittiği, bir yandan farklı hesapların yapıldığı bir yerde değiliz. Devlet Bey kendi söylediklerine, kendi yaptıklarına bakmaz; ‘Efendim, maksimalist talepler olmasın.’ Hangisi maksimalist talep? Demokrasi istemek, kardeşlik istemek, eşitlik istemek ne zamandan beri maksimalist talep oldu? Bir maksimalizm varsa dünkü söylemiyle bugünkü söylemi arasında yaşadığı farktan onu Sayın Devlet Bahçeli bir yıl önceki prompter konuşmasıyla bugünkünü karşılaştırarak; hatta prompter'dan çıkıp da kullandığı ifadelere bakacak önce. Ama diğer taraftan bu ülkenin gençlerinin birlikte yaşama iradesi var. Kürt'üyle, Türk’üyle, Laz'ıyla, Çerkes'iyle, Alevi'siyle, Sünni’siyle bu ülkenin gençlerinin çağı yakalaması lazım, teknolojiye erişmesi lazım, en iyi eğitimi alması lazım. Hiçbir çocuğun doğduğunda kapatamayacak kadar bir farkla öbüründen geride doğmaması lazım. Eğitimle, beslenmeyle bütün imkanlarıyla bu ülkenin bütün gençlerinin geleceğe güven duyması lazım. Vize sorunundan kurtulmak, teknolojiye erişim sorunundan kurtulmak, dünyanın en pahalı internetinden kurtulmak, okula aç gidip aç dönen çocuk sorunundan kurtulmak lazım.

CHP verdiği mücadeleyle kendisini koruyor değildir. Koruduğumuz bu ülkeye getirdiğimiz demokrasidir”

Onun için buradan şunu söyleyeceğim: Bugün Türkiye’de yapılanlar, sadece CHP’ye yapılan bir iş değil. Siyaset kurumuna yapılıyor, sandığa yapılıyor, fikir özgürlüğüne yapılıyor. ‘Bugün hedef CHP’dir.’ Dün DEM’di, bugün CHP, yarın işine gelmediğinde bir başka siyasi parti. Bu ülkede hem DEM’in hem Zafer Partisi’nin genel başkanları aynı anda hapis yattı. Aynı yerde yan yana düşmeyecek isimler ama ortak yönleri bu iktidarın karşısında olan isimler. Bunun için buradan büyük bir samimiyetle söylüyorum: CHP verdiği mücadeleyle kendisini, partisini, belediye başkanlarını, üyelerini koruyor değildir. Koruduğumuz bu ülkeye getirdiğimiz demokrasidir, fikir özgürlüğüdür. Bugün yaptığımız bu yürüyüş, Türkiye’yi 100 yüzyıl sonra 100 yıl öncekine götürmemeleri içindir. Biz bu ülkeyi hata yapmaya müsait, yaşı kaç olursa olsun, dimağı ne hale gelmiş olursa olsun, kararı tek başına veren ya da etrafının etkisiyle veren tek adamların yaptığı hatalardan dolayı uğramış işgalden kurtardık. Savaşı kazanıp geldiğinde 40 yaşında değildi. Amerikan tipi başkanlık vardı Amerika’da örnek, reddetti. Yıldız Sarayı’nda padişahlık mı, reddetti. İngiliz tipi krallık mı, reddetti. Dedi ki ‘Biz bir Meclis kurduk, ne vazife verirse onu yaparız. Hesabı da millete veririz.’ ‘Kalıcı Cumhurbaşkanı ol’ dediler. ‘İktidarımın kalıcılığını değil, Türkiye’de millet iradesinin kalıcılığını istiyorum’ diyen birinin kurduğu ülkede yaşıyoruz.

Bu memleketin yarınları size değil, bu memleketin evlatlarına, tüm gençlerine emanettir”

Onun yüzünden 80 yaş üstü akran dayanışmasıyla düşecekken biri, onu omzundan tutanları, birbirine meşruiyet verenleri, Türkiye’nin geleceğini ve gençlerinin geleceğini kendi ihtiraslarına, kendi yorgunluklarına, kendi tükenmişliklerine feda edenleri buradan uyarıyoruz: Bu memleket size feda edilecek kadar kolay kazanılmadı. Bu memleketin yarınları size değil, bu memleketin evlatlarına, tüm gençlerine emanettir. Hep birlikte kurtulacağız. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz.”

AdminAdmin