Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1000 gün geçti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
"Bugün, 6 Şubat depremlerinin 1000'inci günü. 1000 gündür bu ülkede adalet bekleyen aileler, barınma mücadelesi veren yurttaşlar, sesi duyulmayan depremzedeler var. Deprem bölgelerinde yapılan her hizmet değerlidir. Ancak Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak, depremzedelerin karşısına geçip bir taahhütte bulundu. Bir yıl içinde, yıkılan tüm konutların yerine yenilerini yapacaklarına söz verdi. Yıkılan konut sayısı da 650 bin olarak ilan edildi.
Depremzedeler kendilerini bu söze göre hazırladı, planlarını buna göre yaptı. Ama depremin 1'inci yılında teslim edilen konut sayısı 18 bin 19'da kaldı. Bu rakam, toplam ihtiyacın yüzde 2,7'siydi. Bugün, depremin 1000'inci gününde, yani 2,7 yıl sonra yapılan konut sayısı ise 300 bin. Sayın Erdoğan, 365 günde vadettiği konutun sadece yüzde 46'sını 1000 günde yapabildi. Depremden en çok etkilenen Hatay'da ise 254 bin konut vadedildi, teslim edilen konut sayısı 86 bin 754. Oran yüzde 34'te kaldı.
"169 inşaat işçisi yaşamını yitirdi"
Bugün yüzbinlerce depremzede hala konteyner kentlerde barınıyor. Teslim edilen konutların büyük bölümünde sorunlar, eksiklikler, şikayetler var. Yani bizzat Cumhurbaşkanı'nın ağzından verilen sözün gereği yerine getirilemezken, 2,7 yıl sonra buradan başarı hikayesi çıkarmaya çalışanların acziyetine milletimiz tanık oluyor. Konutları zamanında teslim edemeyenler müteahhitleriyle birlikte bir rant düzeni kurdular. İşçi güvenliğini hiçe sayan uygulamalarda, uygunsuz iskelelerde, denetimsiz şantiyelerde, kamyon manevralarında tam 169 inşaat işçisi yaşamını yitirdi. Depremzedeler teslim edilen konutlarda pek çok sorun yaşıyorlar. Vatandaşlar konutlarını eksiklerle teslim aldıklarını, alt yapı sorunları yaşadıklarını bildiriyorlar.
"Çünkü bu iktidar 'cezasızlık' politikasını devletin refleksi haline getirdi"
Depremzedeler 3 yıla yakın süredir adalet arıyor, adalet bekliyor. Deprem davaları yıllardır sonuçlanmıyor. Ya kayıp yakınlarının adalet arayışına cevap vermeyen biçimde kapatılıyor ya da yargı bürokrasisi içinde oyalama taktiğiyle çıkmaza sürükleniyor. Yüzlerce dava açıldı; ama neredeyse hiçbirinde kamu görevlileri sanık sandalyesine oturtulmadı. Sorumlular korunuyor, suçun kurumsal boyutu gizleniyor. Birkaç müteahhidin cezalandırılmasıyla sistemin aklandığı sanılıyor. Çünkü bu iktidar, 'cezasızlık' politikasını devletin refleksi haline getirdi.
"Deprem davalarında adaleti getireceğiz"
Cumhuriyet Halk Partisi olarak deprem bölgesini hiçbir zaman yalnız bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız. Depremzedelerin tüm sorunlarını tek tek tespit ettik çözüm önerilerimizi hazırladık. Ancak bu iktidar depremzedelerin sorunlarını çözmeyi tercih etmiyor. Çünkü onlar, bu milletin kaynaklarını, rakiplerine siyasi darbe yapmaya, bir avuç zengine aktarmaya, faize ödemeye devam ediyor. Ama biz çözeceğiz. Deprem davalarında adaleti getireceğiz, hiçbir vatandaşımızı açta açıkta bırakmayacağız. Ve bu milletin kaynaklarını, Kanal İstanbul gibi çılgın projelere değil, şehirlerimizi depreme hazırlamak için kullanacağız. Bir kez daha depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet temenni ediyor, bir daha böyle bir felaket yaşamamayı tüm kalbimle diliyorum."





















